Milliyetçilik feodal dönemin bitip, merkezi ulus devletlerin çıkışı sırasında ihtiyaçtan doğdu. Fransız burjuva devrimi ile doruğa ulaştı. Aristokrasinin yerini alan burjuvazinin palazlanması için rekabet dışı bir iç pazara ihtiyaç vardı. Bu ulus kavramını, ırka dayalı bir topluluk anlayışını doğurdu. Burjuva sınıfı da milliyetçiliği insanların yeni bağlılık odağı ilan ederek rahat etti. Rahatça gelişip serpildi. Sermaye iki asır içinde artık kendi ulusal pazarına sığmayacak kadar gelişip , teknolojideki dönüşü de ancak yerküre çapında faaliyet göstererek kâr edebileceği gerçeğini dayatınca ulus devlet anlayışının tüm tabuları başta Fransa olmak üzere boğazlanmaya başlandı.Irka dayalı bir ulus topluluğunun yerini beyinselliği gelişmiş dünya vatandaşı insanlar almaya başladı ve adı globalleşme olarak belirdi.