Kaknus
İncinmeyen ve İncitmeyen Dostlarımız Kitaplardır. Katip Çelebi

Ana Sayfa Yukarı Kaknus Mehmet Altan Oğuz Saygın Ahmet Turan Alkan Evliya Çelebi'den
Feridüddin Attar'ın "Mantıku't-Tayr"ından
Kaknus güzel fakat acaip bir kuştur. Yeri yurdu da Hindistanda'dır. Uzun, kuvvetli bir gagası vardır. O gagada ney gibi birçok delikler bulunur. Yüze yakın delik vardır. Sonra bu kuşun eli de yotur; tektir bu kkuş! Her delikten başka türlü bir ses çıkar ; her sesten de başka bir nağme duyulur. Bütün kuşlar susarlar. Onun sesinin güzelliğinden hepsinin aklı başından gider. Bir filozof vardı; bir müddet onunla düştü kalktı ve müzik bilgisini onun sesini yaklit ederek meydana getirdi. Bu kuşun ömrü binyıla yakındır. Öleceği vakti bilir. Öleceğini anlayıp da kendisinden ümidi kesti mi çalı çırpı toplar, onlar çepeçevre yığar. Tam ortasına da kendisi geçer, yüzlerce türlü nağmelerle feryada başlar. Adeta ruhunun  her deliğinden başka çeşit bir türlü nağme çıkarş. Hem feryad eder, hem de ölüm derdinden gazel yaprağı gibi titrer. Onun feryadını duyup işiten bütün kuşlar, onun coşkunluğunu gören bütün yırtıcı hayvanlar, karşısında düşüp ölürler. Hepsi onun ağlamasına ağlar,; bir kısmı da dermansız, takatsiz bir hale düşüp ölür gider. Onun bu ölüm günü acayip bir gündür. Gönüller yakan feryadından âdeta gönüllerden kanlar damlar. Nihayet bir soluk ömrü kalınca şiddetle kanatlerını çerpar . Kanadından bir kıvılcım sıçrar; alev alır ateşlenir. O ateş çevresindeki çalı çırpıyı tutuşturur; bu suretle tamamiyle yanıp gider. Külde bir zerre bile ateş kalmyınca o külden başka bir kaknus kuşu meydana gelir. Hiç kimseye böyle bir şey nasip olur mu? Öldükten sonra doğsun yahut doğursun!